Anayasa Mahkemesi’nden İbb Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali istemiyle başlatılan soruşturmayı yakından ilgilendiren emsal niteliğinde bir karar verdiği ortaya çıktı Yüksek Mahkeme, Gürcistan’dan yatay geçiş yaptığı Süleyman Demirel üniversitesinde zorunlu olan seminer dersini almadan sınava girerek mezun olan bir kişinin, doktora mezuniyetinin bir yıl sonra idare tarafından iptal edilmiş olmasını, eğitim hakkının ihlali olarak kabul ederken gerekçeli kararda ”Doktora yeterlilik sınavına katılma şartlarını taşımamasına rağmen başvurucunun yeterlilik sınavına kabul edilmesinde idarenin kusuru olduğu” belirtilerek, bir yıl sonra mezuniyetin iptali kararı verilmesinin idarenin tutarlılığıyla bağdaşmayacağı vurgulandı. Kararda, “Somut olayda idarenin de yükümlülüklerini ihmal etmesinden doğan külfetin sadece başvurucuya yüklenmesi sonucu ortaya çıkmış ve bu durum başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahaleyi ölçüsüz kılmıştır” ifadeleri yer aldı.
20 Şubat 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, A.P. adlı kişi, 1990’da Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksekokulu’ndan mezun olduktan sonra 2011 yılında Fatih Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalında yüksek lisansını tamamladı. 2011-2012 eğitim öğretim yılında Gürcistan Uluslararası Karadeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalında doktorasına başladı ve 2012-2013 eğitim öğretim yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne işletme doktora programına yatay geçişle kabul edildi. A.P., 7 Mayıs 2015 tarihli kararla doktorasını bitirerek mezun oldu ve Ardahan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Sağlık Yönetimi Bölümünde yrd. doç. oldu.
Doktora Mezuniyeti 2016’da İptal Edildi
2016 yılında Gürcistan Uluslararası Karadeniz Üniversitesinden yapılan yatay geçişlerin mevzuata uygun yapılıp yapılmadığı hususunda Süleyman Demirel Üniversitesinde inceleme başlatıldı. Yapılan inceleme sonucunda A.P.’nin doktora yeterlilik sınavına girebilmesi için aranan seminer dersini almış olma şartını taşımadığı tespit edilerek, 11 Mayıs 2016 tarihinde doktora mezuniyeti iptal edildi.
Yönetmelik Uyarınca Seminer Dersi Alması Zorunlu Değil
A.P., mezun olduğu dönemde yürürlükte bulunan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği hükümleri uyarınca seminer dersi alma zorunluluğunun olmadığı, üniversite tarafından çıkarılan özel nitelikteki yönetmelik hükümleri ile daraltıcı şart getirilemeyeceği, ortaya çıkan eksikliğin kendi kusurundan kaynaklanmadığını belirterek, doktora iptali işleminin iptali istemiyle dava açtı.
Mahkeme Reddetti, Anayasa Mahkemesi Onayladı
Mahkeme, davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna vararak, davayı reddetti. Karar Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi ve Danıştay 8. Dairesi tarafından yerinde bulundu ve kesinleşti. A.P., doktora eğitiminin geçersiz sayılması nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM İkinci Bölümü, 18 Ekim 2023 tarihinde A.P.’yi haklı buldu. 20 Şubat 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, AYM, eğitim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına hükmetti.
Yönetmelik Hükümlerini Bilmekle Yükümlüdür”
Kararda şu ifadeler yer aldı:
“Başvurucu -aldığı eğitimin seviyesi dikkate alındığında- kendisine haklar ve birtakım ödevler yükleyen ilgili mülga Süleyman Demirel Üniversitesi Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’ni bilmekle yükümlüdür. Nitekim seminer dersi alma zorunluluğu da anılan Yönetmelik’ten kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda Yönetmelik’te öngörülen söz konusu zorunluluğa rağmen başvurucunun doktora eğitimi sırasında seminer dersi alma yönünde bir talebinin bulunduğuna ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığı görülmüştür. Bu bilgiler ışığında söz konusu eksiklik yönünden başvurucunun kendinden beklenen özeni gösterdiği söylenemez.
“İdarenin Kusuru, İdare Tarafından Hatalı Bir Değerlendirme Yapıldığı Ortadadır”
Bununla birlikte doktora yeterlilik sınavına katılma şartlarını taşımamasına rağmen başvurucunun yeterlilik sınavına kabul edilmesinde idarenin kusuru olduğu, sınav için gerekli şartları taşıdığı hususunda idare tarafından hatalı bir değerlendirme yapıldığı da ortadadır. İdarenin ilgilisinin hilesi yahut açık hata sonucunda tesis ettiği hatalı işlemler dışında kalan işlemleri geri almasına yönelik yargısal içtihat dikkate alındığında bu işlemlere yönelik iptal süresinin iptal davası açma süresiyle sınırlandırıldığı anlaşılmıştır. Ne var ki başvurucunun 7/5/2015 tarihinde almaya hak kazandığı diplomasının 11/5/2016 tarihinde iptaline karar verildiği görülmüştür. Başvuruya konu yargılamada yukarıda işaret edilen içtihattan hangi sebeple vazgeçildiğine ilişkin bir açıklama da yapılmamıştır.
“Diplomanın İptali, İdarenin Tutarlılığı Prensibine Aykırıdır”
İyi yönetişim ilkesi gereği, kamu yararı kapsamında bir husus söz konusu olduğunda kamu otoritelerinin uygun zamanda, uygun yöntemle ve her şeyden önce tutarlı olarak hareket etmeleri gerekir. Gerek başvurucunun gerekse idarenin kusurlu hareket ettiği bu uyuşmazlıkta hatalı işlemden kaynaklanan tüm sorumluluğun başvurucuya yüklenerek -işlemin tesisinin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtikten sonra- diploma iptaline karar verilmesi iyi yönetişim ilkesinin unsurlarından olan idarenin tutarlılığı prensibine aykırıdır ve kamu menfaatleri ile bireysel yarar arasında kurulması gereken dengenin bozulmasına yol açmaktadır. Diğer bir ifadeyle somut olayda idarenin de yükümlülüklerini ihmal etmesinden doğan külfetin sadece başvurucuya yüklenmesi sonucu ortaya çıkmış ve bu durum başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahaleyi ölçüsüz kılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”