Eski yayınevim Uyanış’tan ayrıldıktan sonra uzun bir zamandır kitap fuarlarına da gidememiştim.

En son, yazın, Mavi Kuş Medya tarafından Yeni Bosna’daki bir alışveriş merkezinde yapılan edebiyat etkinliğine katılım göstermiştim ki, o da kitap fuarı değildi. 9 ay kadar sonra, tekrar bir kitap fuarını tahlil etme fırsatım olmuştu. Daha önce, yazılı basında; Çayırova, Çekmeköy, Darıca, Kadıköy, Pendik, Tuzla ve Beylikdüzü Tüyap Kitap Fuarları ile ilgili yazılar kaleme almıştım.

Özeleştiri yapmam gerekirse bu yazıların bir kısmında, yer yer, kişilerin üzerinde gereğinden fazla durarak, yeterince tanımadığım kalemlere dair fazla iyimser şeyler yazıyordum. Zamanla, bu konuda biraz hata yaptığımın farkına vardım. Muhtemelen tecrübe eksikliğinden kaynaklı olan bu durumun bir sonucu olarak, eskiye oranla daha ölçülü yazılar kaleme almam gerektiğinde karar kıldım. Her insan hata yapabilir. Önemli olan yaptığımız hatalardan dersler çıkarmak ve bunları tekrar etmemektir.

Hatalardan ders alıp geleceğe yönelik atılan adımlar…

Ben yaptığım bu tip hatalardan hep dersler çıkardım. Kültür dünyasındaki kimseye, aleni bir ortamda, kepçe ile methiye veya yergi dizmemem gerektiğini hatalar yapa yapa tecrübe ettim.
Konuyu dağıtmadan gidelim. Gelgelelim Sultanbeyli Kitap Fuarı’na… Sultanbeyli, İstanbul’un nispeten mütevazi ilçelerinden birisiydi. Ağırlıklı olarak işçi sınıfının yaşadığı, bununla beraber çok fazla seküler olmayan bir yerleşim yeri olarak düşünülebilirdi. Bununla beraber bu durumun, kitap fuarına da biraz etkisi olduğu düşünülebilirdi. Nihayetinde, toplumsal bir etkinlik olan fuarları, içinde bulundukları siyasal ve sosyal koşullardan bütünüyle ayırarak anlamlandırmak yanılsama oluverirdi.

****

Öyle ki, muhtemelen yerleşim yerinin koşullarının bir sonucu olarak, fuara nispeten mütedeyyin yayınevleri alınmıştı. İş Bankası Kültür Yayınları, Yapı Kredi Yayınları, Doğan Kitap, Can Yayınları gibi büyük ölçekli yayınevleri hariç fuar alanında seküler eğilimli bir yayınevi görmek mümkün değildi. Söyleşi panosunda da benzer şekilde mütedeyyin yazarları görmek mümkündü.

Sözgelimi Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Emekli Kur. Kd. Alb. Prof. Dr.  Nevzat Tarhan gibi İslami yönü baskın olan yazarları panoda görmek mümkün iken, Ünlü Sosyolog, Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve TELE 1 Televizyonu yorumcusu Prof. Dr. Emre Kongar gibi sol eğilimli yazarları ise görmek kabil değildi. Bu arada, söyleşi panosundaki yazarlar arasında, bir zamanlar kurulunda yer aldığım bir yayınevine davet etmiş olduğum Çevirmen Ayçin Kantoğlu’nun adını görünce biraz şaşırmıştım. Kendisinin bir fuarın söyleşisine çıkabilecek kadar etkili bir kimse olduğunu bilmiyordum. Bazen böyle sürpriz durumlar da olabiliyor. Zamanında gerektiği gibi iyi gözlem yapmıyoruz anlaşılan.

*****

Yerleşim yeri Kadıköy, Kartal gibi ilçeler olsaydı muhtemelen Sultanbeyli Kitap Fuarı’ndaki söyleşi listesinin tersi bir portre ile karşılaşırdık. Ancak, bu durumu kötüye yormamak gerekir. Neticede, fuarlar, spesifik bir olgu değiller. Bizler, ne kadar olayın kültür yönüne takılsak da arkasında kocaman bir ticari zincir halkası olan organizasyonlar kitap fuarları. Hal böyle olunca, orada satış yapması yüksek ihtimal olmayan yayınevlerini fuara almak da, dinlenmesi zor olan yazarları söyleşiye çağırmak da pek mantıklı bir strateji olmaz aslına bakarsak.

***

Her şey, konjonktüre göre ilerliyor gibi. Öyle ki, konjonktürün bir sonucu olarak, burada bireysel yazarlara ayrılan bir stand da bulunmuyordu. Geçtiğimiz günlerde, yayıncılar nezdinde bilinen bir gözlemci olan Oğuz İnal ile de fuarın önünde ayaküstü görüşmüştük. Kendisi, bu durumu, fuar alanının küçük olmasıyla açıklıyordu. Gerçekten de Sultanbeyli Kent Meydanı’na kurulan fuar alanı makro ölçekte sayılmazdı. Ancak, yine de katılan yayınevlerinden herhangi birisi eksiltilip bireysel yazarlara bir yer açılması gerektiğini düşünüyorum. Belediyeler, bireysel yazarlara daha fazla destek olmalılar. Çünkü, yayınevleri bünyesinde fuarlara katılmanın birtakım zorlukları olmakta. Kocaeli Belediyeleri bu işi çok iyi yaparken, İstanbul Belediyeleri maalesef bireysel katılımcılara yeteri kadar yer ayırmayan bir görüntüdeler.

***

Temennimiz, gelecek Sultanbeyli Kitap Fuarı’nda bireysel yazarlara ayrılmış olan bir stand da görmekten yana. Aslında, sadece Sultanbeyli Kitap Fuarı için değil bütün İstanbul fuarları için aynı temennide bulunmamız mümkün.